Merhaba herkese,
Bugün, 17 Ekim 2025 Cuma… Hava belki puslu, belki güneşli ama zihnimizdeki hava durumu hep aynı: “Veri fırtınalı”. Öyle değil mi? Bir düşün bakalım, bugün telefonunu kaç kere eline aldın? Kaç tane akıllı asistan sana “Bugün için önerim…” diye cümleler kurdu? Kaç tane algoritma, bir sonraki “beğeni”n için seni avlamanın peşinde?
Biz, 2020’lerin başında “Metaverse ne kadar heyecanlı!” diyen, 2023’te “ChatGPT dünyayı değiştirecek!” diye çılgına dönen nesil, şimdi 2025’in ortasında biraz yorgunuz. Dijital bir yorgunluk bu. Sürekli bir “güncel kalma”, “trendi yakalama”, “algoritmaya uyum sağlama” telaşı. Bazen o kadar çok “akıllı” cihazla çevriliyiz ki, en basit insani içgüdülerimizi bile onlara danışır olduk: “Hava nasıl?” diye camdan bakmak yerine, sesli asistanımıza soruyoruz.
Peki, Nerede Hata Yapıyoruz?
Hata, teknolojiyi kullanmakta değil. Hata, onun bizi kullanmasına izin vermekte. Zamanımızın en büyük ironisi, birbirimize en yakın olduğumuz anlarda bile ekranlara gömülü olmamız. AI’lar hayatımızı süper verimli hale getirdi, peki ya ruhumuz? O ne kadar verimli?
Bak knk, bu bir teknoloji karşıtı yazı değil. Aksine, bu bir “dengede kalma” çağrısı. Arabanın gaz pedalına olduğu kadar fren pedalına da basmayı bilmek gibi bir şey.
Bugün Kendine Bir İyilik Yap ve Şunları Dene:
- “Bildirimsiz Bir Akşam” İlan Et: Bugün akşam 19:00’dan itibaren tüm bildirimlerini kapat. Telefonun sessizde, sadece acil aramalar açık olsun. Dünyanın sonu gelmeyecek, söz veriyorum.
- Bir “Anı” Yakala, Hemen Paylaşma: O güzel manzarayı, o lezzetli yemeği fotoğrafla. Ama hemen Instagram’a atmak yerine, telefonunu cebine koy. O anın tadını çıkar. Fotoğrafı akşam, sadece kendin için bir anı olarak saklayabilirsin.
- Bir İnsanla, Konuşarak İletişim Kur: Mesajlaşmak yerine arayabileceğin bir arkadaşın var mı? Ya da yanındaki birine “Günün nasıl geçti?” diye sormak? Ses tonunu, mimiklerini duymak inanılmaz bir terapi.
Son Düşünce:
2025, bize süper akıllı makineleri değil, daha akıllıca bir “insan” olmayı öğretiyor. Teknoloji bir araç, amaç değil. Amacımız, daha derin bağlar kurmak, daha anlamlı anılar biriktirmek ve bu hızlı dünyada kendi iç huzurumuzu inşa etmek olmalı.
Unutma, bir algoritma senin mutluluğundan, bir arkadaşınla kahkahalarından asla sorumlu tutulamaz.